Dolaşım Sistemi

 

Canlıların yaşamsal faaliyetlerini sürdürmeleri için enerjiye ihtiyaçları vardır. Sindirim sonucu ayrışan besin yapıtaşları hücrelerin içerisinde dışarıdan alınan oksijen ile parçalanarak enerjiye dönüşür. Besin ve oksijenin hücrelere taşınması ve metabolik olaylar sonucunda oluşan karbondioksit ve zararlı maddeleri hücrelerden uzaklaştırılmasını sağlayan sisteme dolaşım sistemi denir.

Dolaşım sisteminin görevleri:

  • Sindirilmiş besinleri ve solunum ile alınan oksijeni hücrelere taşır.
  • Hücrelerde oluşan karbondioksit kan yoluyla akciğerlere gider oradan da soluk verme yolu ile dışarı atılır
  • Hücrede oluşan zararlı atık ve fazla suyu böbreklere taşımak
  • Hormonları ilgili doku ve organlara iletir.
  • Vücut ısısını düzenler.
  • Vücudun zararlı etkenlere karşı savunmasını sağlar.
  • Yaralanma halinde pıhtılaşarak kan, besin v.b. madde kaybını önler.

Dolaşım sisteminin kısımları:

İnsanda dolaşım sitemi; kan, kalp ve kan damarlarından oluşur.

1.Kalp:

  • Yaklaşık olarak her insanın kendi yumruğu kadar büyüklüktedir.
  • Yapısında kalp kası denilen isteğimiz dışında çalışan kas vardır.
  • Kalp, kasılıp-gevşeyerek kanın damarlar içinde bütün vücuda pompalanmasını sağlar.
  • Kalbin üzerini örten kalın, esnek ve dayanıklı olan kalp zarı vardır. Bu zar ile kalp arasında kaygan bir sıvı bulunur. Bu sıvı kalbin rahat çalışmasını sağlar.
  • Kalp, üstte iki kulakçık ve altta iki karıncık olmak üzere dört odacıktan oluşur.
  • Kulakçıklar kanın kalbe döndüğü yerdir. Karıncıklar ise kanın kalpten çıktığı yerdir.
  • Karıncıklar ile kulakçıklar arasında kapakçıklar bulunur. Kapakçıklar kan akışını tek yöne doğru olmasını sağlar. Kapakçıklar, kulakçıklar kasıldığında kanın karıncıklara inmesini sağlar, karıncıklar kasıldığında kanın karıncıklardan kulakçıklara dönmesini engeller. (Sağ kulakçık ile karıncık arasında üç parçalı, sol kulakçık ile karıncık arasında iki parçalı kapakçık bulunur).
  • Karıncıklar kulakçıklara göre daha geniştir.
  • Karıncıklarda kas tabakası kulakçıklara göre daha gelişmiştir. Bunun nedeni kanı pompalama görevini daha iyi yerine getirebilmesi içindir.
  • Kalbin sağı ve solu bir kas tabakası ile ayrılmıştır. Kalbin sağ tarafı kirli kan, kalbin sol tarafı temiz kan taşır.

Unutma! Besin ve oksijen yönünden zengin olan kana temiz kan denir. Besin ve oksijen yönünden fakir olan kana kirli kan denir.

2.Kan:

Vücudumuz için gerekli olan besin ve oksijeni hücrelere ulaştıran, hücrelerde oluşan karbondioksit ve zararlı maddeleri hücrelerden uzaklaştıran sıvıya kan denir. Kan, tüm hücreler ile temas halindedir. Kanımızın yaklaşık olarak %55’i plâzma adı verilen sıvı kısmından, %45’i kan hücrelerinden oluşmaktadır. Kan plazması; %90 su, %10’u besinlerden (yağ, glikoz, protein, vitamin, mineral ve hormon gibi organik ve inorganik) oluşur. Kan hücreleri; alyuvar, akyuvar ve kan pulcuklarıdır.

Alyuvar:

  • Kana kırmızı rengini veren yapıdır.
  • Kanımızda sayıca en fazla olan kan hücresidir.
  • Kırmızı kemik iliğinde üretilir.
  • Oksijen ve karbondioksit taşınmasında görevlidir.
  • Başlangıçta çekirdekleri vardır ancak olgunlaştıklarında çekirdekleri eriyerek kaybolur. Çekirdekleri kaybolarak daha fazla gaz alışverişi yapabilmektedirler.

Akyuvar:

  • Beyaz renkli ve çekirdekli kan hücreleridir.
  • Sarı ilikte ve lenf düğümlerinde üretilir.
  • Sayıları alyuvarlara göre azdır.
  • Ortalama yaşama süreleri alyuvarlara göre azdır.
  • Vücudun mikroplara karşı savunmasında görevlidirler. Hastalandığımızda sayıları artar ve mikropları yok ederler.

Kan pulcukları:

  • Kırmızı kemik iliğinde üretilir.
  • Renksiz, çekirdeksiz ve çok küçük boyuttadırlar.
  • Kan pulcukları kanın pıhtılaşmasını sağlayarak kan kaybını önler.

3.Kan damarları:

Kan damarları vücudu bir ağ gibi sararak temiz kanın vücuttaki bütün hücrelere iletilmesini ve hücrelerde kirlenen kanın tekrar toplanmasını sağlar. Yapı ve görevlerine göre atardamarlar, toplardamarlar ve kılcal damarlar olmak üzere üç çeşittir.

Atardamarlar:

  • Kalbin karıncıklarından çıkarak tüm vücuda kan taşır.
  • Genellikle temiz kan taşırlar. Sadece akciğer atardamarı kirli kan taşır.
  • Kalbin sol karıncığından çıkan, temiz kanı vücuda taşıyan büyük atardamar aort atardamarıdır.
  • Kalbin sağ karıncığından çıkan ve kirli kanı akciğerlere taşıyan atardamar akciğer atardamarıdır.
  • Kan akış hızının en fazla olduğu damarlardır.
  • Atardamarların içi düzdür.
  • Kalın çeperli damarlardır.

Toplardamarlar:

  • Vücuttaki kanı kalbe getirirler.
  • Genellikle kirli kan taşırlar. Sadece akciğer toplardamarı temiz kan taşır.
  • Kalbin sağ kulakçığına gelen ve vücutta kirlenen kanı kalbe taşıyan toplardamarlar alt ve üst ana toplardamarlarıdır.
  • Kalbin sol kulakçığına gelen akciğerlerde temizlenen kanı kalbe taşıyan toplardamar akciğer toplardamarıdır.
  • Kan akış hızı atardamarlara göre daha azdır.
  • Toplardamarlar, atardamarlardan daha geniştir ve daha fazla kan taşır.

Kılcal damarlar:

  • Atardamarlarla toplardamarları birbirine bağlayan ve vücuttaki hücrelerin arasını ağ gibi saran damarlardır.
  • Atardamarlardan aldığı temiz kandaki besin ve oksijeni hücrelere verir. Hücrelerde oluşan karbondioksit gazı ile zararlı ve atık maddeleri alarak toplardamarlara verir.
  • En ince damarlardır.
  • Kan akış hızı en az olan damarlardır. Bu sayede madde alışverişi kolaylaşır.

Kanın vücutta dolaşımı:

Kanın kalpten pompalandıktan sonra kalbe deri dönmesine dolaşım denir. Küçük kan dolaşımı ve büyük kan dolaşımı olmak üzere iki türlü dolaşım vardır.

Küçük kan dolaşımı:

  • Amacı kirli kanın temizlenmesidir.
  • Kalp ile akciğerler arasında gerçekleşir.
  • Kalbin sağ karıncığından pompalanan kirli kanın, akciğer atardamarı ile akciğere giderek temizlendikten sonra kalbin sol kulakçığına dönmesine küçük dolaşım denir.
  • Kalbin sağ karıncığından akciğer atardamarı ile pompalanan kan akciğere taşınır. Bu kan kirli kandır. Akciğerlerde alveol denilen yapılarda kan temizlenir yani karbondioksit çıkar oksijen gelir. Akciğerlerden kılcal damarlara giren oksijence zengin temiz kan akciğer toplardamarıyla kalbin sol kulakçığına getirilir.

Büyük kan dolaşımı:

  • Amacı temiz kanın bütün vücuda dağıtılmasıdır.
  • Kalp ile bütün vücut arasında gerçekleşir.
  • Temiz kanın, kalbin sol karıncığından çıkıp vücutta kirlendikten sonra sağ kulakçığa dönmesine büyük dolaşım denir.
  • Kalbin sol karıncığından çıkan oksijence temiz kan aort atardamarı tarafından vücudun bütün damarlarına ulaştırılır. Böylece tüm hücrelere oksijen taşınır. Hücrelere gelen oksijen kullanılarak karbondioksit oluşur. Oluşan kirli kan alt ve üst ana toplardamarlar tarafından kalbin sağ kulakçığına getirilir.

Kan grupları ve kan alışverişi:

  • Kan gruplarının adlandırılması içinde bulunan proteinlere göre yapılır. Kan grupları; A, B, AB ve 0 olarak adlandırılır.
  • Kan grupları kişiye özgü bir özelliktir.
  • Kana ihtiyacı olan insanlara kan verilmesine kan nakli denir.
  • Kan nakli yapılırken belirli kurallara göre yapılmaktadır. Kan alışverişleri aynı gruplar arasında olmalıdır ve ayrıca Rhesus (Rh) faktörü de göz önüne alınmalıdır.

Unutma! Sıfır ve AB kan grupları farklı özelliğe sahip olarak bilinmektedirler. Sıfır kan grubu genel verici olarak, AB kan gurubu genel alıcı olarak bilinir. Fakat günlük yaşamda böyle bir uygulama yoktur. Farklı kan grupları arasında yapılacak kan alışverişi sağlık problemlerine ve hatta ölüme yol açabilir.

Örnek: Her kan grubu sadece kendi grubuna kan verebilir veya kendi grubundan kan alabilir. Ayrıca Rh+ veya Rh-  faktörünün uyumlu olunmasına da dikkat edilmelidir. Yani A Rh(+) kan grubuna sahip bir kişi sadece A Rh(+) kan grubuna sahip bir kişiye kan verebilir.

Kan bağışı:

  • Toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayı artırır.
  • Vücudunuzda bulunan kan hücrelerini yeniler
  • Kandaki yüksek yağ oranı düşer.
  • Kan bağışı kalp krizi ihtimalini %90 azaltır.
  • Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olur.
  • Kan bağışında bulunan kişiler kendini psikolojik olarak rahat, huzurlu hisseder.
  • Kan bağışında bulunan herkese kan grubu, kan sayımı, kanla bulaşan hastalıklara yönelik tarama testleri uygulanmaktadır. Bu nedenle kan bağışı kişinin sağlığı açısından oldukça faydalı olabilir.
  • Kan bağışında bulunmak isteyenlerde önemli bir sağlık sorunu olmamalıdır. Kişinin yaşı 18-65 arasında, kilosu 50 kg üzerinde olmalıdır. Yapılan hemoglobin ölçümü normal değerlerde olmalıdır. Bu kriterlere sahip olan kişiler en fazla 2 ayda bir, yılda ise en çok 4 kez kan verebilir.
  • Türk Kızılay’ı, halk sağlığı ile yakından ilgilenen bir kurum olarak Türkiye’de kan hizmetlerinin kurulup geliştirilmesi görevini üstlenmiştir.  Bölgesel Kan Merkezleri Projesi ile ülkemizin kan sorununu çözmeyi hedefleyen Türk Kızılay’ı, ülkemizin kan gereksiniminin önemli bir bölümünü karşılamaktadır.

 

 

 

“DOLAŞIM SİSTEMİ” KONU ANLATIMINI PDF OLARAK İNDİR.
2 Yorumlar

Yorum Yap!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir